Bir dava adamını görebilmek…
Bir dava adamını görebilmek…
Onunla büyüdük…
Çocukluğumuzda televizyon haberlerinde öyle sık çıkardı ki, bazen anavatanın da Cumhurbaşkanıymış gibi algılardık.
Kıbrıs’ı onunla özdeşleştirdik. Kıbrıs’ın her şeyiydi. Kıbrıs demek, Rauf Denktaş demekti.
Adeta Kıbrıs’ın ruhu ve yaşam kaynağıydı.
Çok sayıda fahri doktora takdim edilmişti kendisine.
Bunlardan birini de Kafkas Üniversitesi’nden almıştı.
Ömrünü bir yavru vatana adamış bir dava adamını ve bir kahramanı görebilme onurunu yaşamıştım…
Onun ısrarcı, inançlı, kararlı ve efsanevi mücadelesini daha yakından hissedebilmiştim.
Öyle duygusal ve içten konuşmuştu ki, sözleri iliklerimize kadar nüfuz etmişti. Kıbrıs’ı anlatırken kalbinden gelen o içten Kıbrıs sevgisi kalplerimize kadar yayılmıştı.
O güçlü şahsiyetin vatan sevgisi ile dolu kalbi dün gece durdu!...
Ama, onun tarihi mücadelesi, yüksek şahsiyetinin bıraktığı izler, güçlü fikirleri ve kitapları onu hep yaşatacaktır.
Yunus Emre’nin dediği gibi:” Ölen tendir, canlar ölesi değil…”
O kalplerde yaşayacaktır…
Ruhu şad olsun.