“DÖRDÜNCÜ GÜÇ” PARADİGMASI… |
Eğer bir kuruma yasama, yürütme ve yargıdan sonra gelen “ayrı bir güç” yakıştırılmışsa o gücün değeri iyi bilinmelidir. Kamunun sesi olan medyanın sağlıklı bir zeminde var olabilmesi çok önemlidir. Demokrasinin en önemli yaşam kaynaklarından biri olan basının gerçekten “dördüncü güç” olabilmesi ve kalabilmesi ne kadar özgür ve tarafsız olduğu ile ilişkili bir durumdur. Basının gücü bilgisizlik, erdemsizlik ve hukuksuzluk zemininde kullanıldığında devlet ve toplum hayatında telafisi imkansız hasarlara neden olabilir. İnsan haklarına, etiğe, demokrasiye ve hukuka saygılı basın sığınılacak bir liman gibidir. Tarafsız ve güçlü bir basın algısı güven ve mutluluk getirir. Yeterli bilgi ve entelektüel birikime sahip ve etik değerlerle hareket eden bir basın, toplum hayatında “dördüncü güç” olarak kalabilir. Bin bir emek ve mücadele ile toplumun sesi olan basınımıza çağdaş demokrasilerin her zaman ihtiyacı vardır. Emektar, fedakar ve değerli gazeteci ve basın mensuplarımızın kendini daha iyi hissettiği, kendine olan güveninin daha da arttığı; “dördüncü güç “ paradigmasının şekillenme sürecinin başladığı 24 Temmuz günü, basına vicdanının sesini dinleyebilme ve özgürce haykırabilme gücünün verildiği gündür. O sesin her zaman gür ve zamanında çıkmasını temenni ederken, tüm gazeteci ve basın mensuplarımızın 24 Temmuz gazeteciler ve basın bayramını kutlar, selam ve saygılarımı sunarım. |