Bir de buradan bakın…
Bizler hayvanları kendi doğalarında serbest, hür ve mutlu iken evcilleştirdik kendi hizmetimize soktuk.
Bunu yaparken de onlara hiç iyi davranmadık.
Ve davranmamaya da devam ediyoruz…
Onları çok zor koşullarda barındırıyor ve onlara sürekli stress yaşatıyoruz.
Uygarlaşmanın ve bilincin artmsıyla birlikte, bu duruma gelişmiş ülkelerde kısmen dikkat çekilerek son yıllarda bazı kavramlar ortaya çıkarıldı.
Bu kavramlardan biri de “hayvan refahı “dır.
Ayrıca bununla ilgili kanun ve yönetmelikler de devreye girdi.
Ülkemizde de ilgili kanun yürürlükte.
Hayvan refahı kanunu.
Bir de deney hayvanlarına nasıl muamele edilmesi gerektiğini de içeren “Etik” hususu var. Bu da çok geniş bir konu.
Bir dünya süt günü daha geçerken hayvan refahı meselesine ve bu hususlara değinilmedi.
Oysa refah içinde yaşayan inek daha kaliteli ve sağlıklı süt verir. Kaliteli sütlerden de daha sağlıklı ve kaliteli süt ürünleri elde edilir.
Örneğin, doğada serbest dolaşan merada otlayan ineklerden daha kaliteli ve sağlıklı tereyağı elde edilir.
Refah içinde serbest dolaşan tavuktan daha sağlıklı ve lezzetli yumurta elde edilir.
Doğal ortamlarından koparıp getirdiğimiz hayvanlara eziyet çektirerek kaliteli ve sağlıklı ürün elde etmemiz mümkün değildir.Hayvanları mutsuz ettiğimiz zaman onlardan randıman ve mutluluk almamıza olanak yoktur. Çünkü mutsuz edilen hayvanın bünyesinde biriken bazı hormonlar (örneğin kortizon) ve maddeler (örneğin serbest radikaller gibi) hayvandan elde edilen ürünlere de olumsuz olarak yansımaktadır. Öte yandan, ürün elde etmediğimiz stresimizi atmamıza yardımcı olan mutsuz ve kötü koşullarda olan pet grubu hayvanlardan da iyi enerji alamayız. Onlar da bize saldırgan veya ruhsuz davranarak karşılık verirler.
Sonuç olarak, mutlu hayvan, kaliteli ve sağlıkı ürün ve sağlıklı yaşama katkı demektir.
Kısaca hayvanlar mutlu ise biz de mutluyuz. 27.05.2017